Ragıb Narin ve Lübnanlı şarkıcı Rima Yussef’in yepyeni şarkısı “Yok Yok” dünya-nın en büyük müzik yapım şirketlerinden Universal Music Mena etiketiyle dinleyici ile buluştu.
Uçak içerisinde başlayan klipte ekranlardan ve sosyal medyadan yakından tanıdığımız isimler yer alıyor. Bir kısa film senaryosu gibi kurgulanan ve türbülansın ardından ‘Devam Edecek’ notu ile biten Türkçe versiyondan iki hafta sonra yayınlanan “Yok Yok” düetinin klibi, ilk klibin devamı olma özelliğini taşıyor. Rima Yussef’in Türkçe söylediği bir bölüme de yer verilen şarkıda, Ragıb Narin de bir bölümü Arapça olarak seslendiriyor.
Mısır’dan Lübnan’a Arapça konuşulan 25 ülkede yayınlanan şarkı ile ilgili Ragıb Narin ve Rima Yussef ile konuştuk.
15 gün arayla bir solo, bir de düet şarkı yayınladınız. Her şarkı için iki ayrı klip de çekildi. Bu bildiğim kadarıyla ilk kez yapıldı. Bu projenin alameti farikası neydi?
Ragıb Narin: “Yok” şarkımı zaten Türkçe olarak yayınlamayı planlıyorduk ama her zaman bir düet yapma arzum da vardı. Arap köklerimden dolayı Arapça şarkılar da seslendiriyordum. Menajerlik şirketim Pasion Turca bu şarkının Türkçe ve Arapça bir versiyonunu düet olarak yayınlama fikri ile geldiğinde çok heyecanlandım. Dünyanın en büyük müzik şirketlerinden Universal Music Mena ile güçlerimizi birleştirdik. Lübnan’ın en önemli isimlerinden biri olan Rima Yussef ile birlikte şarkıyı iki dilde tekrar seslendirdik ve müzikseverlere sunduk. Türkçe olan “Yok” bu düetle birlikte “Yok Yok” oldu. Klibi de eş zamanlı olarak her iki şarkıya da çektik.
Projenin başarısında Arap köklerinizin payı büyük diyebilir miyiz?
R.N. : Tabii ki ama müzik günün sonunda hangi kültür ve dilde olursa olsun zaten herkesi bir araya getirebiliyor. Arapça bilmemin avantajı elbette büyük. Ortadoğu ya da Arap coğrafyasında röportajdan tutun, repertuvarıma alacağım bir şarkıya kadar daha özgür olmamı sağlıyor. Müzikal anlamda zaten Türk ve Arap müziklerinin çok fazla ortak noktası var. Benzer beğenileri paylaşıyoruz.
150 MİLYON İZLENDİM
Ragıb Narin denince müzik dışında akla gelen en önemli şeylerden biri seyahat. Uçak videolarınız da sosyal medyada milyonlarca kez izlendi. Klibin uçakta geçmesi tesadüf değil sanırım.
R.N. : Kesinlikle. Ben çok fazla seyahat eden biriyim. Farkında olmadan böyle bir akım yaratmış oldum. Şu ana kadar uçak videolarım toplamda 150 milyon izlenme aldı. Dolayısıyla uluslararası bu şarkıyı uçakta çekmek çok anlamlı olacaktı. Müzik de benim için bir yolculuk demek. Yolda olma fikrini seviyorum. 2 klibimizi de Murad Küçük çekti. Şarkının Türkçe versiyonunda Rima oyuncu olarak yer aldı. Şu ana kadar çektiğim en başarılı klip oldu diyebilirim çünkü abim oyuncu Rami Narin ve sosyal medyadan ve teleziyondan çok yakından tanınan Tunahan Akın Kemal Yiğit İnandı (Turkyeet), Senamia, Barış Şahin, Erdem Başyemenici ve Ayşegül Kandaz da bana eşlik eden isimler arasında.
İlk düet projenizde Rima Yussef ile birlikte çalışmak nasıldı?
R.N. : Rima çok başarılı ve yetenekli bir şarkıcı ve bu proje vesilesiyle tanıştığım, arkadaş olduğum için çok mutluyum. Enerjik, pozitif ve çok çalışkan biri. Sanırım çok şanslıyım çok profesyonel bir ekiple ve her dakikası çok keyifli bir projeye birlikte imza attık. Şarkıyla ilgili hala ilk günkü heyecanı taşıyoruz.
Gelecek projelerinizden bahseder misiniz?
R.N. : Düet yapmak benim için çok özel bir deneyimdi sanırım ilerde farklı coğrafyalardan isimlerle bu tarz iş birliklerim devam edecek. Yazdığım şarkıları şu ana kadar hep kendim seslendirdim şarkılarımı başka sanatçıların sesinden duymak ve onlarla bestelerimi paylaşmak da planlarım arasında. Yeni şarkılar yolda ama önce uluslararası bu ilk çalışmam olan “Yok Yok”u olabildiğince dinleyicilerime duyurmak istiyorum.
DİZİLERİ İZLİYORUM
Siz şarkıda Türkçe, Ragıb da Arapça bir bölüm seslendirdi. Her iki dilde ortak bir şarkı seslendirmek nasıl bir deneyimdi? Türk ve Arap Müziğinin farklılıkları var mı?
Rima Yussef: Harika bir deneyimdi. Bence iki kültürün ortak paydaları ve benzer zevkleri paylaşması müziğe ve sanata da yansıyor. Türkçe ve Arapça şarkılar arasında büyük benzerlikler var. Türk ve Arap müziğini dinlerken benzer zevklere, duygulara ve hislere sahip olduklarını açıkça duyabiliyoruz. Zaten Türk müziğinden esinlenen birçok Arapça şarkı da var.
İstanbul’a ilk kez mi geldiniz? İstanbul ile ilgili izlenimleriniz neler?
R.Y. : Evet İstanbul’a ilk kez bu proje vesilesiyle geldim ve hayran kaldım. İstanbul’u çok sevdim! Her zaman Türkiye’yi ziyaret etmek istemiştim. İstanbul’un güzelliği, insanların sıcaklığı, samimiyeti beni derinden etkiledi. Kendimi farklı bir ülkede değil, evimde gibi hissettim. Gittiğim her yerden çok keyif aldım. Hayvanlara olan sevgimden dolayı İstanbul’da bol bol gördüğüm kedi ve köpekleri sevdim.
Türk dizilerini yakından takip ettiğinizi duymuştum. Türkçe’yi bu kadar kusursuz söylemenizin nedenlerinden biri de bu olabilir mi?
R.Y. : “Sen Çal Kapımı” “Ask Mantık İntikam” “Mahkum” “Çukur” “Ada Masalı” “Sefirin Kızı” gibi birçok diziyi yakından takip ettim ve etmeye devam ediyorum. Bence Türkiye bu konuda çok başarılı. Türk dizilerini izlemeyi ne kadar çok sevdiğimi her zaman söylüyorum. Sanırım Türkçe’ye bu kadar aşina olmam, severek ve rahat seslendirmemin nedeni kulağımın bu diziler nedeniyle Türkçe kelimelerle dolu olması.
Ortadoğudan dünya listelerine giren birçok üretim çıkıyor, Ortadoğu’da yapılan müziğin dünyada daha çok dinleyiciye ulaşmasını neye bağlıyorsunuz?
R.Y. : Sosyal medya, internet ve teknoloji sayesinde büyük dünyamız artık küçük bir köy haline geldi. Bu yüzden sık sık kültürel ve müzikal olarak farklı tarzda şarkılar dinlememiz şaşırtıcı değil. Müzikal anlamda farklı tarzlar aracılığıyla birçok yönden paylaşım ve etkileşimin artmış olması artık yayınladığımız bir şarkıyı dünyadaki tüm dinleyicilere sunmamıza imkân sağlıyor.