Video oyunlarının evlere taşındığı dönemde bu dönüşümün öncülerinden biri olan Atari, 1970’li ve 80’li yıllarda yalnızca oyunlarıyla değil, deneysel yaklaşımlarıyla da dikkat çekiyordu. Şirketin adı o kadar yaygın şekilde ev oyun konsollarıyla özdeşleşti ki, Türkiye’de yıllar boyunca hemen her oyun cihazına “Atari” denir oldu. Bugün halen varlığını sürdüren Atari, 1972’de kurulmuş, 1977’de ise Atari 2600 ile ev konsolu pazarına damgasını vurmuştu. Ancak bu ilk büyük başarının ardından gelen yıllarda, benzer bir etki yaratmak kolay olmadı.
Özellikle 1983’te Kuzey Amerika’da yaşanan video oyun sektörü çöküşü, Atari’nin yönünü değiştirdi. Şirket, bu dönemde oyun konsolları ve bilgisayarlar üretmeye devam etti. Bununla birlikte, o dönemin ruhuna uygun şekilde birçok yeni teknoloji denemesi de yaptı. Bunların bazıları piyasaya sunuldu, bazıları ise fikir aşamasında kaldı ya da çok sınırlı sayıda üretildi. O fikirlerden biri de zamanının ötesinde bir proje olarak kabul edilen Atari Cosmos‘tu.
Holografik konsol fikri: Atari Cosmos
Atari’nin deneysel projeleri arasında en çok konuşulanlardan biri olan Cosmos’un temelleri 1978’de atıldı. Şirketin mühendisleri, henüz yeni yeni şekillenmeye başlayan hologram teknolojisini video oyunlarla birleştirmeye çalışıyordu. Bu çalışmalar, 1981 yılına gelindiğinde somut bir cihaza dönüştü: Atari Cosmos.
Cosmos, küçük ve taşınabilir bir oyun konsoluydu. En büyük iddiası ise, oyunlara holografik görseller ekleyerek üç boyutlu bir izlenim sunmasıydı. Ancak bu görseller, oynanışa doğrudan etki etmiyor; yalnızca estetik bir katman olarak işlev görüyordu. Her bir oyun için iki farklı hologram görseli konsol üzerinden aydınlatılarak ekrana yansıtılıyordu.
Cihazın asıl teknik altyapısı ise oldukça basitti. Cosmos, görüntüyü 7×6 LED’lik bir ışık ızgarasıyla oluşturuyordu. Yani, dönemin diğer taşınabilir konsollarından teknolojik olarak çok farklı sayılmazdı. Hologramlar bu temel yapıya eklenen görsel bir yenilikti.
Yoğun ilgi gördü, raflara hiç çıkamadı

Atari, Cosmos projesine ciddi anlamda yatırım yaptı. Pazarlama materyalleri hazırlandı, cihaz 1981’de CES ve New York Oyuncak Fuarı’nda tanıtıldı. Fuarlarda oldukça ilgi gören konsol, kısa sürede 8.000’in üzerinde ön sipariş aldı. Görünen o ki, Cosmos neredeyse satışa sunulmaya hazırdı.
Ancak proje, tam lansman aşamasındayken iptal edildi. Atari hiçbir zaman resmi bir açıklama yapmadı ama kulislerde konuşulanlara göre, fuarda cihazı deneyimleyen bazı kişilerin olumsuz yorumları bu kararda etkili oldu. 2013 yılında Atari’nin tasarımcılarından Roger Hector, yaptığı bir açıklamada dönemin CEO’su Ray Kassar’ın, üretim hattında Atari 2600 için yer açılması gerektiğini belirterek Cosmos’un rafa kaldırıldığını söyledi.
Koleksiyonluk oldu
Cosmos’un iptal kararına rağmen Atari, proje aşamasında birkaç yüz adet cihaz üretmişti. Hatta bu konsolların bir kısmı paketlenmiş, satışa hazır hale getirilmişti. Seri üretime geçilmemiş olsa da, bu sınırlı sayıdaki cihaz günümüzde koleksiyoncuların en çok aradığı parçalar arasında yer alıyor.
Zamanla, bu nadirlik cihazın piyasa değerini artırdı. 2010 yılında parçaları eksik bir Atari Cosmos, 7.500 dolara satıldı. 2024’te ise çalışmayan bir prototip açık artırmada 25.903 dolara alıcı buldu. 2025 yılında “Superman” oyununa ait hologram katmanı tek başına 444 dolara satıldı. Her biri oyun tarihinin bir dönemine ait izler taşıyan bu parçalar, meraklıları için büyük anlam taşıyor.
Atari Cosmos, hiçbir zaman resmi olarak piyasaya sürülmemiş olsa da, oyun tarihine iz bırakan projelerden biri olarak anılıyor. Henüz hologram teknolojisinin bugünkü kadar gelişmediği bir dönemde, bu tür bir fikir üzerinde çalışmak bile birçoklarına göre cesur bir adım sayılıyor. Cosmos, zamanının ötesinde bir konseptti; belki de bu yüzden hayata geçirilemedi.