Türkiye’nin ilk kent müzelerinden Bursa Kent Müzesi, kuruluşunun 20’nci yılını şehrin yetiştirdiği en önemli sanatçılardan Zeki Müren adına hazırlanmış özel sergiyle kutluyor.
Sanatçının kişisel eşyalarından oluşan koleksiyonundan kurgulanan sergi, vasiyeti üzerine Türk Eğitim Vakfı ile Mehmetçik Vakfına bağışladığı eserleri de sanatseverlerle buluşuyor.
Sahne kıyafetleri, gözlükleri, ayakkabıları, piyanosu, plakları ve birçok kişisel eşyasının yanı sıra kendi eliyle yazdığı besteleri, mektupları ve notlarının bulunduğu sergide ayrıca, sanatçının çizdiği desenlerden oluşan dijital sergilemeler ve yapay zekayla oluşturulan uygulamalar da yer alıyor.
Bursa Kent Müzesinde bugün kapılarını açacak sergi, 1 yıl boyunca ziyaret edilebilecek.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürü sanat tarihçisi Goncagül Meriç, AA muhabirine, Zeki Müren’in çok önemli bir değer olduğunu, hazırladıkları sergiyle de sanatçıyı evine döndürdüklerini ifade etti.
Sanat Güneşi’nin tüm sevenleriyle buluşacağı büyük bir sergi planladıklarını dile getiren Meriç, şöyle konuştu:
“Müren’in 45 yıllık sanat hayatını anlatan, gerek müziğiyle, gerek filmiyle ve birçok eserinin yer aldığı bir sergi oldu. Bir yıldan fazladır planlanan serginin aslında ayrı bir önemi de var. Bu yıl Bursa Kent Müzesinin 20’nci yılı. Sergi, müzenin 20’nci yılına da atfettiğimiz büyük bir işti. Burada Zeki Müren’i aslında hep onun bağdaştırıldığı Bodrum’la değil de Bursa’yla özdeşleştirdik. Burada yazdığı şarkılar, besteler, güfteler, onlara yer verdik. Daha önce hiç görülmemiş fotoğraflarına yer verdik. Koleksiyon çok zengin.”
Zeki Müren’in Bursa’nın Tophane semtinde, Hisar bölgesinde dünyaya geldiğini anımsatan Meriç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burada biriktirdiği birçok anı var. Biz sergide önce sanatçı kişiliğiyle ve bir Bursalı olarak Zeki Müren’i anlattık. Bursa’yla bağını vurguladık, daha sonra onun sanat hayatında nasıl ilerlediğini, ne kademelerden geçtiğini ve aslında bize ne kattığını anlattık. Biliyorsunuz ki Zeki Müren, Türk sanat musikisine iz bırakan bir sanatçı. Aslında biz onun hiç bilmediğimiz yönlerini de vurguladık. Mesela ilk T sahne, podyum sahneyi gerçekleştiren ve sahnesinde kullanılan kişi Zeki Müren çünkü ‘sanatçı toplumla iç içe olmalıdır’ diyor ve böyle bir T sahne yapıyor ve halkla daha iç içe daha yakın bir sahne düzeni alıyor.”
Meriç, Zeki Müren’in aynı zamanda çok iyi bir tasarımcı olduğunu ve Mimar Sinan Üniversitesini birincilikle bitirdiğini hatırlatarak, “İnanılmaz desenleri var. Biz bu sergide onlara da yer verdik. Hatta o desenleri dijitalleştirip bir alan yarattık. Oraya girdiğinizde hem onun çizdiği desenleri göreceksiniz hem de Zeki Müren şarkılarını dinleyebileceksiniz.” ifadelerini kullandı.
Zeki Müren sergiye gelenleri kendi karşılayacak
Müren’in, kariyerindeki 19 filmin 17’sinde başrol oynadığını aktaran Meriç, şunları kaydetti:
“Filmlerden fotoğrafları göreceğiz sergide. Yine sanatçının özel tasarladığı sahne kostümlerini göreceğiz. Onların da ayrı ayrı isimleri ve hikayeleri var. Onlara yer verdik. İnsanlar Zeki Müren’le burada bağ da kurabilecek. Mesela yapay zekayla oluşturduğumuz bir alanımız var. Orada sanatçıyla bir fotoğraf alıp hatıra oluşturabilecekler. Zeki Müren sergiye gelenleri kendi karşılayacak burada. Yine dijitalde yapay zekayla bay ve bayan ayırt edip ‘Hoş geldiniz hanımefendi, hoş geldiniz beyefendi’ diyerek gelenleri karşılayacak.”
Sergiyi hazırlarken Bursa’ya ciddi bir koleksiyon getirdiklerini dile getiren Meriç, “Burada Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı’nın büyük destekleri var. Biliyorsunuz Zeki Müren sağlığında her iki vakfı da mirasçısı kabul ediyor ve hem eserlerini hem de mal varlığını onlara bırakıyor. Sergiyi yaparken Bursa Büyükşehir Belediyemizle vakıflar arasında bir protokol imzalandı ve protokol çerçevesinde eserleri geçici olarak sergilemek üzere müzeye kazandırdık.” diye konuştu.
Meriç, yine hazırlık aşamasında sanatçıya yazılan hayran mektuplarını okuduklarını belirterek, “İnanılmaz bir koleksiyoner. Yurt dışı seyahatlerinden tutun da konuşma öncesi aldığı notlarına kadar hiçbir şeyini atmamış. Her şeyi çok iyi saklamış bir koleksiyoner kendisi ve o hayran mektuplarından da aslında hem ona duyulan sevgiyi görüyoruz hem de onun insanlara karşı olan bakış açısını.” ifadelerini kullandı.