Sierre Leone asıllı Alman milli futbolcu Antonio Rudiger, kendisini teröristlerle ilişkilendiren eski Bild editörüne ateş püskürdü.
Real Madrid’te top koşturan Alman yıldız “asılsız suçlamaları” eleştirerek “barış ve hoşgörü” çağrısında bulundu.
Müslüman futbolcu Rudiger, bu ayın başlarında, Instagram’da beyaz bir cübbe içinde bir seccadenin üzerinde sağ elinin şehadet parmağını gökyüzüne doğru tutarken çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. Real Madrid’li defans oyuncusu 13 Mart tarihli paylaşımına şu başlığı attı: “Dünyanın dört bir yanındaki tüm Müslümanların Ramazan’ı Mübarek olsun. Yüce Allah oruçlarımızı ve dualarımızı kabul etsin.”
Pazar günü Bild’in eski editörü Julian Reichelt, bu paylaşımı üzerine Rudiger’e saldırdı ve onu terörizmle bağlantılı olmakla suçladı. Eski editör sosyal medya platformu X’te şunları paylaşmıştı: “Antonio Rudiger’in İslamcı selamını İslamcı bir selam olarak tanımak istemeyen herkese gelsin: Federal Anayasayı Koruma Dairesi bu hareketi ‘IŞİD parmağı’ olarak adlandırıyor ve işaret parmağını İslamcılığın açık bir işareti olarak görüyor.”
Rudiger ve Alman Futbol Federasyonu (DFB), şok edici iddialarının ardından Reichelt’e karşı yasal işlem başlatacaklarını açıkladı. Geçtiğimiz hafta Almanya’nın Fransa ve Hollanda’ya karşı kazandığı maçlarda forma giyen Rudiger, Çarşamba akşamı bu olayla ilgili ilk kez konuştu ve ‘asılsız suçlamalara’ yanıt verdi. BILD’e verdiği demeçte “Ramazan’ın başlangıcını kutlamak için Instagram’da bir gönderi yayınladım. Bu gönderi 13 gündür (11 Mart’tan bu yana) herkes tarafından görülebiliyor ve hiç kimse tarafından eleştirilmeden birkaç milyon takipçiye ulaştı. Ancak son günlerde bu fotoğraf bazı kişiler tarafından asılsız suçlamalarda bulunmak için kullanıldı. Kullandığım harekete tevhid işareti deniyor. İslam’da bu, Tanrı’nın birliği ve tekliğinin bir sembolü olarak kabul edilir. Bu hareket tüm dünyadaki Müslümanlar arasında yaygındır ve Federal İçişleri Bakanlığı tarafından sadece son birkaç gün içinde sorunsuz olarak sınıflandırılmıştır. Dindar bir Müslüman olarak inancımı yerine getiriyorum ancak her türlü aşırılıktan ve İslamcılık suçlamalarından kesinlikle uzak duruyorum. Şiddet ve terörizm kesinlikle kabul edilemez. Ben barış ve hoşgörüden yanayım. Aile üyelerimin birçoğu farklı dinlere mensup. Yine de birbirimize saygı duyuyor ve dini bayramları birlikte kutluyoruz. Saygı ve hoşgörü ailemizde hepimizin temsil ettiği temel ilkelerdir” şeklinde konuştu.
Rudiger, Reichelt ve destekçilerine cevap vermeye devam ederken, toplumdaki kamplaşmaya bir son verilmesi çağrısında bulunduktan sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak, yeterli dikkatin gösterilmemesi nedeniyle üçüncü taraflara, paylaşımımı bölmek ve kutuplaştırmak amacıyla kasıtlı olarak yanlış yorumlama fırsatı verdiğimin de farkındayım. Ancak bölünme ve radikalleşme için bir platform sunmayacağım, bu nedenle iki başarılı uluslararası maçımızın ardından net bir açıklama yapmaya karar verdim. Aynı zamanda, bir Müslüman olarak kendime hakaret edilmesine ve aşağılanmama izin vermeyeceğim. Bu yüzden bir rapor hazırlamaya karar verdim. Rapor propaganda ve ayrışmayla ilgili. Bu tür insanlara ve fikirlere karşı kendimi her zaman kararlılıkla savunacağım. Umarım bu açıklama yanlış anlamaların giderilmesine ve gerçeğin gün ışığına çıkmasına yardımcı olur. Bu konuda bana her zaman destek olan Almanya Futbol Federasyonu’na da teşekkür etmek istiyorum.”
Rudiger’in Reichelt hakkında Berlin Savcılığı’na “hakaret, iftira, kışkırtıcı hakaret” sebebiyle suç duyurusunda bulundu. Almanya Futbol Federasyonu da Reichelt’in tweet’ini “nefret söylemi” olarak savcılığa bildirdi ve şikayette bulundu. Rudiger’in avukatları BILD Genel Yayın Yönetmeni Marion Horn’a bir mektup göndererek “müvekkilimizin aleyhine kışkırtıcı ifadelere karşı uyarıda” bulunuldu.
Bütün bunlar olurken özür dilemesi beklenen Reichelt, Pazartesi gecesi sosyal medya platformu X üzerinden Rudiger’le ilgili sözlerini daha da sertleştirdi. Reichelt tarafından yapılan paylaşımda “Bu jest son 20 yılda teröristler tarafından benimsenmiştir. Tartışmasız bir şekilde IŞİD’in ve dünyanın dört bir yanındaki İslamcı katillerin, Berlin’de de cinayet işleyen ve dünyaya felaket ve ölçülemez acılar getiren insanların selamlaması haline geldi. Toplum içinde bu şekilde poz veren herkes, masum ve ruhani bir jest değil, bilinçli olarak fanatiklerin selamını veriyor demektir. Bu, Almanya’da zaten çok fazla yer kaplamış olan korkunç bir ideolojinin normalleştirilmesidir. Ayrıca karşımda popüler bir milli oyuncu var diye gözümüzün korkmaması lazım. Bu siyasi ideolojinin bizim değerlerimizle taban tabana zıt olduğunu belirtmek önemlidir. Dünyanın dört bir yanındaki teröristlerin cinayetlerini kutladıkları İslamcılığın kaldırılmış işaret parmağı Almanya’ya ait değildir. Kimsenin beni bunu söylemekten alıkoymasına asla izin vermeyeceğim.”
Almanya Federal İçişleri Bakanlığı, kendisine Bild tarafından bu hareketin ne anlama geldiği sorusuna şöyle cevap verdi: “Bir bakış açısına göre, sözde ‘tevhid’ parmağı bir inanç itirafı olarak anlaşılmalıdır ve bu nedenle kamu güvenliği açısından sorunsuz olarak sınıflandırılır. Bu durum, Müslüman grupların bu sembolü sahiplenip kendi amaçları doğrultusunda kötüye kullanmalarına bakılmaksızın geçerlidir.”