Prof. Dr. Naci Görür’den yalıtım uyarısı: Depremde en tehlikeli alan sulu zemin

Kahramanmaraş depremlerinin ardından, su yalıtımı ve bina güvenliği arasındaki ilişkiye dair Türkiye genelinde 26 ili kapsayan bir araştırma yapıldı.

Araştırmaya göre, her 100 kişiden 45’i oturduğu binada su yalıtımı olup olmadığını bilmiyor. Su yalıtımının olmadığı veya standartlara uygun yapılmadığı binalardaki demir donatıların taşıma kapasitesi 10 yılda yüzde 66 oranında azalıyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 28.4’ü oturduğu binada su sızıntısı küf gibi problemlerin olduğunu söylüyor. Sadece yüzde 2.2’si ise, binanın depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının önemli olduğunu düşünüyor.

Araştırma sonuçlarının açıklandığı konferansta konuşan Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Sulu zemin depremde en tehlikeli alandır. Yani bizim, yeraltında evimizin çevresindeki suyu var mı yok mu bilmemiz lazım. İnşaat yapılacağı zaman o yeri önce açıyoruz yalıtım örtüleri, halıları vardır onları o zemine sermemiz lazım. Neden bunu yapıyoruz biliyor musunuz? Alttan bir şekilde suyun gelmesini engellemek için. Binaya ve temele su gelmemeli” dedi.

“ALDIĞIMIZ BİNANIN EN DEĞERLİ YERİ TEMELİDİR”

Su yalıtımı ve depremin binalara etkisi arasındaki ilişkinin önemli olduğunu söyleyen Deprem bilimci Naci Görür, “Binaların genelde bir temeli var. İnşaat denildiği zaman temel önemli ama hiçbir zaman biz temele bakmayız, kimse temeli görmez. Satın alan da bilmez, oturan da bilmez. Binanın rengine, boyuna posuna, süsüne püsüne bakar, ‘Binaya bayıldım’ der ve dünyanın parasını verip alır. Halbuki aldığı şeyin en değerli yeri temelidir.” dedi.

Görür, “Biz, depremciler sudan çok korkarız. Çünkü depreme en fazla yıkıma, can kaybına neden olan unsurlardan biri zemindeki sudur. Evinizi yaptığınız zaman zeminin bulunduğu yerde, yer altında su olur. Yeraltında su nehir gibi akmaz, su gözeneklerin içinde olur. Sulu zemin depremde en tehlikeli alandır. Yani bizim, yeraltında evimizin çevresindeki suyu var mı yok mu bilmemiz lazım.

İnşaat yapılacağı zaman o yeri önce açıyoruz yalıtım örtüleri, halıları vardır onları o zemine sermemiz lazım. Neden bunu yapıyoruz biliyor musunuz ? Alttan bir şekilde suyun gelmesini engellemek için. Binaya ve temele su gelmemeli.” diye konuştu.

“DUVARLARI PERDE BETONLU BODRUM İSTİYORUZ”

Prof. Dr. Naci Görür, “Bu temeli yaparken de binanın gömüleceği bir alt kat var. Biz genelde bodrum istiyoruz. Duvarları perde betonlu bodrumlar istiyoruz. Perde betonun da çok ciddi şekilde yalıtımlı olması gerekiyor.

Yapılan temelin de yapım esnasında çok profesyonel bir şekilde suya karşı yalıtılmasını istiyoruz. O temele su temas etmemeli. Bodrumun yalıtılmış olması gerekir.

Yalıttıktan sonra da görüyorum zift gibi bir şey sürüp toprakla kapatıyorlar, öyle bir şey değil. Yalıtımı kuyumcudan aldığın yüzük gibi özel bir malzemenin içinde saklaman lazım. O da nedir? Yalıtımı koruyacak bohçalama sistemi veya o yalıtımın inşaat süresi içerisinde hasar almaması için gereken kaplamaları yapacaksın.” dedi.

“KOROZYON ETKİSİYLE DEMİR DONATILARIN TAŞIMA KAPASİTELERİ 10 YILDA YÜZDE 66 AZALIYOR”

Bina temellerinin su yalıtımı ile korunmasının, depremin vereceği zararı azalttığını belirten yalıtım firması yönetim kurulu üyesi Erhan Özdemir ise, “99 yılındaki Marmara depremi, 2011’deki Van depremi, 2020’deki Elazığ ve İzmir depremlerinde olduğu gibi bize kaliteli ve güvenli binalar yapma konusunda eksiklerimiz olduğunu gösterdi.

Binaların deprem güvenliği hiç kuşkusuz her şeyden önce zeminle ilgili. Bugünkü araştırma konusu olan su yalıtımı ise binanın sağlamlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşımakta.

Binanın iskeletini oluşturan taşıyıcı kolanlardaki demir, korozyondan ne kadar etkin korunursa yapının dayanıklılığı ve ömrü de o kadar uzuyor. Su yalıtımı olmayan veya eksik olan binalara baktığımızda, korozyon etkisiyle demir donatıların taşıma kapasiteleri 10 yılda yüzde 66 azalıyor.” dedi.

“SU YALITIMI YÖNETMELİĞİMİZ VAR VE UYGULANMASI MECBURİ”

Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Levent Pelesen, “Bugün ülkemizde bir su yalıtımı yönetmeliğimiz var ve uygulanması mecburi yani zorunlu bir yönetmelik. Yönetmelikler, standartlar devlet birimlerinden aslında sahiplenmesi var ama olmayan bir şey var. En büyük yaramız da o. O da piyasa denetimleri ve gözetimi, maalesef yeterli değil, yapılmıyor. Yönetmeliklere uygun olarak mı inşa ediyoruz binalarımızı? Maalesef değil.” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

esenyurt escort
beylikdüzü escort
istanbul escort
istanbul escort
bahçeşehir escort
bakırköy escort
şirinevler escort
şişli escort
esenyurt escort
avcılar escort
Kadikoy Escort
pendik escort
bonus hunt
betmarlo
egt oyna
pragmatic slot oyunları
barn festival
dog house megaways
betibom
sweet bonanza
tombala oyna
aresbet
wild west gold oyna
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
markaj giriş
sweet bonanza
sugar rush
diyarbet
diyarbet
diyarbet
gates of olympus oyna
big bass bonanza oyna
trwin
diyarbet
diyarbet
casipol
casipol
casipol
betingo
egt oyna
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
aviator oyna
aviator giriş
tombala
Kadikoy Escort
avcılar escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
istanbul escort
istanbul escort
bahçeşehir escort
bakırköy escort
şirinevler escort
şişli escort
esenyurt escort
avcılar escort
bonus hunt
betmarlo
egt oyna
pragmatic slot oyunları
barn festival
dog house megaways
betibom
sweet bonanza
tombala oyna
aresbet
wild west gold oyna
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
markaj giriş
sweet bonanza
sugar rush
diyarbet
diyarbet
diyarbet
gates of olympus oyna
big bass bonanza oyna
trwin
diyarbet
diyarbet
casipol
casipol
casipol
betingo
egt oyna
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
aviator oyna
aviator giriş
tombala
jojobet